Fransa, İtalya, Fas, Hollanda, Brezilya, ABD, Çin, Kanada, İngiltere, Almanya ve Yunanistan olmak üzere 11 ülke temsilcisinin konuşmacı, 30 Baro Başkanı veya temsilcisi ile pek çok hakim ve avukatın izleyici olarak katıldığı “Dünyada Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Uygulamaları” konulu Uluslararası Çalıştay, başta İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte 50’ye yakın İstanbul Barosu avukatı tarafından ellerinde bulunan pankartlar ve kırmızı kartlarla toplantının yapıldığı salona girilmek suretiyle protesto edildi.
Beraberlerinde getirdikleri avukatlık cübbesini kürsüye bıraktıktan sonra, ellerindeki kırmızı kartları başta Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av.V.Ahsen Coşar olmak üzere diğer katılımcıların önüne atan ve Birlik Başkanına “satılmış, işbirlikçi, vatan haini, utanmaz” şeklindeki sözlerle hakaret eden protestocular, yerli ve yabancı katılımcılar tarafından alkışlarla protesto edilerek uğurlandılar.
Protestocuların salondan ayrılmalarından sonra söz alan Birlik Başkanı Coşar şunları söyledi;
“Protestocu arkadaşların bu kürsüye bıraktıkları avukatlık cübbesi onların tekelinde değildir. Biz cübbemize sahip çıkarız. Bu birincisi. İkincisi, İstanbul Barosu’nun sayın Başkanına, sayın Yönetim Kurulu üyelerine ve İstanbul Barosu’nun sayın avukatlarına çok teşekkür ediyorum. Kırmızı kart zengini oldum sayelerinde. Tabii demokrasi böyle bir şey. Biz herkesin demokratik haklarını, anayasal haklarını, protesto hakkı da dahil olmak üzere her türlü hak ve özgürlüklerini herhangi bir engelleme olmaksızın sonuna kadar kullanmasından yanayız. Burada, kendi aramızda da konuştuk. Arkadaşlarımızın içeriye girmesine karşı olan bir görüş vardı. Ben, ‘Hayır, izin verin, gelsinler’ dedim. Geldiler, protestolarını ifade ettiler. Tabii, içlerinde bir kısım meslektaşlarıma yakıştıramadığım bana yönelik hakaretler de oldu. Ama bizim demokratlığımız sözde değil, özdedir. Ben, onların o hakaretlerini de ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında gördüm, hoş gördüm.
Gelecek uzun sürer. Allah eğer ömür verirse, uzun sürecek olan o gelecekte kimin haklı, kimin haksız olduğunu hep birlikte göreceğiz. Bu protestoyu yapan İstanbul Barosu’nun sayın Başkanı da bu toplantıya davetliydi. Ben kendilerinin, bu mekâna gelip, bu kürsüye çıkıp yürütülmekte olan bu çalışmayla, arabuluculukla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu’nun önünde olan tasarıyla ilgili olarak ne gibi argümanları varsa, eleştirileri varsa, düşünceleri varsa, bunları bizlere anlatmasını isterdim. Böyle yapılsaydı hepimiz bundan istifade ederdik. Ne yazık ki istifade edemedik, bundan yoksun kaldık. Protesto etme haklarını kullandılar, böyle tatmin oldular, biz de kendilerini hoşgörüyle izledik. Bu protestonun onlara belki bir faydası oldu, ama bize hiçbir şekilde faydası olmadı. Bu kürsüye çıkıp burada düşüncelerini söylemiş olsalardı, bizlere daha çok faydası olurdu, belki bizlere yeni bir açı getirebilirdi, yeni bir ufuk getirebilirdi, biz de bundan istifade edebilirdik. Hem olanlardan, hem de bu korsan sunumdan dolayı hepinizden özür diler, çalıştayın başarılı geçmesini dilerim.“
Kaynak: TBB