(Bakanlar Komitesince Bakan Vekillerinin 18 Eylül 2002 tarihli 808.toplantısında kabul edilmistir)
Bakanlar Komitesi, Avrupa Konseyi Statüsü’nün 15.b. maddesinin hükümleri uyarınca;
Adli yargıya alternatif olusturan ihtilaf çözme yollarının gelistirilmesini memnuniyetle karsılayarak ve böyle yolların kullanımı halinde teminatlar sağlayan kuralların arzu edilir olduğunu kabul ederek;
Her yargı alanının kendine has özellikleri olduğunu göz ardı etmeden, ihtilafları çözme yöntemlerini iyilestirmeye yönelik çabaları sürdürmenin gerekli olduğunu vurgulayarak;
Bir “arabulucunun”, taraflara, uyusmazlık konusu olan meseleler üzerinde görüsmeleri ve kendi ortak kararlarına varmaları konusunda yardımcı olduğu bir süreç olan arabuluculuk için belirli kurallar koymanın faydalarına inanarak;
Uygun durumlarda, medeni hukuk meselelerinde arabuluculuğun faydalarını kabul ederek;
Hukukun diğer dallarında arabuluculuğu düzenleme ihtiyacının farkında olarak;
Aile arabuluculuğu ile ilgili Tavsiye Kararı No. R (98)1’i, cezai meselelerde arabuluculuk ile ilgili Tavsiye Kararı No. R(99)19’u ve idari makamlar ile özel taraflar arasındaki uysmazlıkların yargı yoluyla çözümlenmesine alternatifler ile ilgili Tavsiye Kararı Rec(2001)9’u ve Avrupa Konseyi sathında ve ulusal seviyede yürütülen diğer faaliyetlerin ve arastırmaların sonuçlarını gözönüne alarak;
Özellikle, Avrupa Adalet Bakanları tarafından, 8-9 Haziran 2000 tarihinde Londra’da düzenlenen 23. Konferans’ta kabul edilen “21.Yüzyılda adaletin dağıtılması” ile ilgili 1 No.lu kararı ve özellikle Avrupa Adalet Bakanlarının, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesini, Avrupa Birliği ile isbirliği halinde, uygun olan durumlarda, mahkeme dısı ihtilaf çözümü süreçlerinin kullanılmasını tesvik eden bir çalısma programını hazırlamaya davet etmesini gözönüne alarak;
Arabuluculuğun tesvik edilmesinde mahkemelerin rolünün öneminin farkında olarak;
Arabuluculuğun, mahkemelerin is yükünün ve ihtilafların azalmasına yardımcı olmasına rağmen; etkili, adil ve kolaylıkla erisilebilen bir adli sistemin yerine geçemeyeceğini belirterek:
A. Üye devletlerin hükümetlerine:
i. Uygun olduğunda, medeni hukuk meselelerinde arabuluculuğun kullanımını kolaylastırmalarını;
ii. Asağıda belirtilen “Medeni hukuk meselelerinde arabuluculuk ile ilgili yol gösterici ilkeler”in tedricen uygulanması için gerekli gördükleri tüm tedbirleri, duruma göre, almalarını veya takviye etmelerini tavsiye eder.
Medeni Hukuk meselelerinde arabuluculuk ile ilgili yol gösterici ilkeler
I. Arabuluculuğun tanımı
Bu Tavsiye Kararı’nda, “arabuluculuk”, tarafların, bir veya daha fazla arabulucunun yardımı ile, bir anlasmaya varmak için ihtilaf konusu meseleler üzerinde görüsme yaptıkları bir ihtilaf çözüm sürecini ifade eder.
II. Uygulamanın kapsamı
Bu Tavsiye Kararı, medeni hukuk meseleleri için geçerlidir. Bu Tavsiye Kararı’nda, “medeni hukuk meseleleri”; ticaret hukuku, tüketici hukuku ve is hukuku kaynaklı meseleler de dahil olmak üzere medeni haklar ve yükümlülüklerle ilgili meseleleri ifade eder. İdare hukuku ve Ceza hukuku meseleleri kapsam dısındadır. Bu Tavsiye Kararı, aile arabuluculuğu ile ilgili Tavsiye Kararı No. R(98)1’in hükümleri saklı kalmak üzere geçerlidir.
III. Arabuluculuğun tesekkülü
Devletler, medeni hukuk meselelerinde arabuluculuğu, kamu veya özel sektör vasıtasıyla, en uygun sekilde kurmakta ve teskilatlandırmakta serbesttirler. Arabuluculuk, mahkeme süreçlerinin içinde veya dısında gerçeklestirilebilir.
Taraflar arabuluculuktan yararlansa bile, tarafların haklarının korunması için nihai teminatı teskil ettiği için yargı yoluna basvuru mümkün olmalıdır.
Devletler, arabuluculuk sistemini kurarken, süre sınırlamasına olan ihtiyaç ve böyle sürelerin etkileri ile, hızlı ve kolayca erisilebilir arabuluculuk süreçlerinin tesvik edilmesi arasında bir denge kurmalıdırlar.
Devletler, arabuluculuğu kurarken, (i) gereksiz gecikmelere ve (ii) arabuluculuğun bir geciktirme taktiği olarak kullanılmasına yol açmaktan kaçınmaya dikkat etmelidirler.
Arabuluculuk, özellikle, adli süreçlerin tek basına yetersiz kaldığı ve özellikle maliyetleri nedeniyle taraflar için daha az uygun olduğu durumlarda veya taraflar arasında diyaloğun veya temasların sürdürülmesine ihtiyaç duyulan durumlarda yararlı olabilir.
Devletler, tamamen veya kısmen ücretsiz arabuluculuk imkanı sunma veya özellikle taraflardan birinin menfaatlerinin özel koruma gerektirmesi halinde arabuluculuk için hukuki yardım sunma fırsatını gözden kaçırmamalıdırlar.
Arabuluculuğun maliyetleri olması halinde, bunlar makul ve sözkonusu meselenin önemi ve arabulucu tarafından yapılan isin miktarı ile orantılı olmalıdır.
IV. Arabuluculuk süreci
Devletler, ihtilafları arabulucuya havale etme anlasmalarının hangilerinin, tarafların dava haklarını ne kadar kısıtlayacağını değerlendirmelidir.
Arabulucular, bağımsız ve tarafsız olarak hareket etmeli ve arabuluculuk süreci esnasında, “silahların esitliği” ilkesine uyulmasını temin etmelidirler. Arabulucunun, taraflara bir çözüm dayatma yetkisi yoktur.
Arabuluculuk sürecine iliskin bilgiler gizlidir ve taraflarca kararlastırılmadıkça veya iç hukuk izin vermedikçe, sonradan kullanılamaz.
Arabuluculuk süreçlerinde, taraflara, sözkonusu meseleleri ve ihtilafın diğer muhtemel çözümlerini düsünmelerine yetecek zaman verilmelidir.
V. Arabulucuların eğitimi ve sorumluluğu
Devletler, uluslararası meselelerle ilgilenen arabulucuları da içerecek sekilde arabulucuların seçimi, sorumlulukları, eğitimi ve yeterliliği ile ilgili uygun standartların kabul edilmesine yönelik tedbirler almalıdırlar.
VI. Arabuluculukta varılan anlasmalar
Anlasmanın konusunu, kapsamını ve sonuçlarını tespit etmek için, her arabuluculuk sürecinin sonunda, bir yazılı belge düzenlenmelidir ve bu belge düzenlendikten sonra ve imzalanmadan önce, taraflara, düsünmeleri için, tarafların üzerinde anlastığı sınırlı bir süre tanınmalıdır.
Arabulucular, varılan anlasmaların etkilerini ve taraflardan birinin veya her ikisinin anlasmayı uygulamaya koymak istemesi halinde atılması gereken adımları taraflara bildirmelidirler.
Böyle anlasmalar, kamu düzenine aykırı olmamalıdır.
VII. Arabuluculuk ile ilgili bilgiler
Devletler, medeni hukuk ihtilafları olan kisilere ve halka, arabuluculuk konusunda genel bilgiler vermelidirler.
Devletler, medeni hukuk meselelerindeki arabuluculuk hakkında, diğer hususların yanı sıra, arabuluculuğun maliyetlerini ve etkililiğini içeren ayrıntılı bilgileri toplamalı ve yaymalıdırlar.
Fertlerin, telefon, yazısma veya e-posta gibi yollarla, arabuluculuk hakkında tarafsız tavsiye ve bilgiler alabileceği bir bölgesel ve/veya yerel merkezler ağını, ulusal hukuka ve teamüle uygun olarak kurmak için adımlar atılmalıdır.
Devletler, adaletin islemesi ile uğrasan profesyonellere, medeni hukuk meselelerinde arabuluculuk ile ilgili bilgiler vermelidirler.
VIII. Uluslararası hususlar
Devletler, uluslararası bir unsur içeren meselelerin çözümünde arabuluculuğun kullanılmasını tesvik edecek mekanizmaların kurulmasını desteklemelidirler.
23. Devletler, uluslararası arabuluculuğun kullanımını kolaylastırmak amacıyla, medeni hukuk meselelerinde arabuluculuk ile ilgili mevcut kurumlar arasında isbirliğini tesvik etmelidirler.
B. Bu Tavsiye Kararı’nın takibinde, Avrupa Konseyi ile Avrupa Birliği arasında isbirliğini tesvik etmek ve özellikle, bu Tavsiye Kararı’nda bahsedilen konular ile ilgili olarak devletlerdeki kanunlara ve süreçlere iliskin bilgileri bir internet sitesi vasıtasıyla yaymak için; ve Avrupa Birliği’ni, Avrupa Topluluğu seviyesinde kurallar hazırlanırken, bu Tavsiye Kararı’nın hükümlerini tamamlamaya veya güçlendirmeye veya burada yer alan ilkelerin uygulanmasını kolaylastırıcı hükümler getirmeye tesvik etmek için, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne, bu Tavsiye Kararını, Avrupa Birliği’nin yetkili makamlarına iletmesi talimatını verir.